PEDAGOG ADEM GÜNEŞ ÇOCUK KİMDİR KONULU KONYA SEMİNERİ NOTLARI
Katıldığım seminerden aldığım notları paylaşmak istedim. Hocamızın mahremiyet eğitimi kitabı notlarını da buradan ulaşabilirsiniz.
Katıldığım seminerden aldığım notları paylaşmak istedim. Hocamızın mahremiyet eğitimi kitabı notlarını da buradan ulaşabilirsiniz.
Çocuk kimdir?
Çocuk kimdir? Sorusunu kaybettik. Çocuğu marangoz
atölyesindeki odun gibi görmeye başladık. Onu yontarken ağlamaları çırpınmaları
aile içi çatışmaları getirdi.
Çocuk insanı iyi eder. Psikolojik probleminiz varsa
çocukla iyi olmaya bakın. Kendi içsel derinliğimizi kaybettiğimizde çocukla
çatışma başlar. Çocuk insanı içine doğru derinleştiriyor. Bizi derinleştirirken
uyandırdığı duyguya annelik babalık diyoruz. Çocuk aileyide iyi eder. Çocukla
temas eden anne baba ağlamaya başlar. Çocuk yetişkini duyarlı hale getirir.
Duymaya başlarız.
Çocuk; ruhsal yapılanmasını,
kendi iç dinamiklerinin itici gücü ile gerçekleştirmeye çalışan insandır.
Çocuğun içinde ne olduğunu fark etmediğimiz zaman
çatışmaya başlıyoruz. Çocuğun içinde kendi yapılanmasını sağlayan bir itici güç
var. Çocuğu seyredin.
Çocuk 0 yaşında değil, 4 yaşında doğar. Çocuğun
ruhsal yapılanması anne karnında değil dünyaya geldikten sonra olur. 4 yaşına kadar her şeyden habersizdir.
İçinden geldiği gibi hareket eder. Anne babalar 4 yaşına kadar hiçbirşey
yapmamalıdır. Sadece çocuğun ihtiyaçlarını vaktinde ve yeteri kadar
yapmalıdır. 12 yaşına kadar kendinden
habersizdir. Henüz insan olmamıştır. 12 yaşında uyanır farkındalık kazanır.
Çocuğun birleştirici özelliği vardır.
Çocuğun elini tutarken eğilip avcumuzun içini
açmalıyız. Yukardan tutmamalıyız.
İçsel yapılanmayı sağlayanlar
1.) Fıtrat: (genel) türünün özelliklerini barındırmak. İnsanın
fitri özellikleri değişebilir. İnsan sever kıskanır. Bunlar fıtrattandır. Bu
duygular kapalı kutulardır. Bunu çevre uyandırır. Anne baba uyaracak bir şey
yaparsa çocukta kıskançlık olur. Örneğin kardeşini severken adeleti bozduk ve
kıskançlık duygusunu uyandırdık. Öfkemiz nefretimizde uyku halinde.
2.)
Mizaç: (özel) bireye
ait özgün yapı. Sadece ona ait özellik. Benim çocuğum kimdir? Sorusunun
cevabıdır mizaç.
Anne baba ters bir davranış
sergilerse çocukda mizacını ve fıtratını korumak için saldırganlık geliştirir.
Çocuk fıtratı
1. Biyolojik ritmi sekine (sukunet) halindedir. Çocuğun bir yavaşlığı vardır. Örneğin dışarı çıkacağız anne baba bir
tela içinde ‘ hadi artık’ ama çocuk yavaş davranıyor. Yavaş yavaş ayakkabıyı
giyiyor çıkmak bilmiyor. Bu yavaşlık çocuğun fıtratında vardır. Biz çocuğun
fıtratını bozuyoruz. Bozduğumuz her fıtrat davranış bozukluğu olarak karşımıza
çıkıyor.
-
Zihinsel bilgiler: (öğrenme)
-
Ruha ait bilgiler: (edinme) edinmeler kişiliği oluşturur. Çocuk duyumsamalarla öğrenir.
Yaparak yaşayarak dediğimiz şey öğrenme değil aslında edinmedir.
2. Bağlanma çabasındadır. Çocuk anneye
yönelir. Anneye bağlandığı kadar ruhsal dinginliğine ulaşır. Kaygısızlığı
gider. Kaygılandırdığınız zaman davranış bozukluğu oluşur. Çocuk 2 yıl anne ile birlikte yatmalıdır. Annenin yanında kendini güvende hisseder.
Mizacı ortaya çıkaran güvendir. Çocuğun kendini güvende hissetmesi lazım.
Kaygılanmıyorsa, korkmuyorsa neyse odur.
3. Eşyaya nufüs etme ihtiyacı içindedir. Her şeye dokunuyor diye kızıyoruz. Eşyayı eline alması lazım. Eşyaya
tanımayı, hükmetmeyi, ona gücünü yetirmeyi 0-4 yaş arasında öğreniyor. Çocuk
inatçı değil. Çocuk inatçı anne babayı aşmaya çalışıyor. Çocuk bunları bilerek
yapmıyor. İçindeki itici güç yani
fıtratıdır bu. Çocuk saldırganlığının tamamına yakını engellemelerden
kaynaklanır.
4. Çocuk duyucudur. Çocuğu duymuyoruz.
İnsan önce duyar. Sonradan duyma yetimizi kaybediyoruz. Duymak ve işitmek farklıdır. Duymak; kişinin
inde bir şeyler hissetmesidir. Burnunun sızlaması, bana bir şey oluyor
demesidir. Çocuğun anne babayı duyabilmesi, hissedebilmesi, okuyabilmesi lazım.
Çocuk ruh okuyucudur. Duymaya ihtiyacı vardır.
Duyarsa anne çocuk arasında bağlanma gerçekleşir. İnsan zarara uğratıldıkça duyma özelliğini
kaybeder.
Davranış bozuklukları:
-hiçbir çocuk davranış bozukluğu
ile dünyaya gelmez.
-çocuğun içsel yapılanmasının
bozulmasına karşı çocuğun mizacını ve fıtratını savunma çabasıdır.
Çocuk sinyal veriyor. İçimde bir şeyler anormal oluyo. Mesal
oyuncakcının önünde kendini yere atması. Anne babaya bağlanamayan çocuklar
eşyaya oyuncaklara bağlanır. Anneye bağlanamıyorsa reddediyorsa bağlanma
duygusunu oyuncağa bağlıyor.
Çocuk problemleri
1. Kök problem
2. Fantom( yansıyan) problem.. anne babanın gördüğü
Fıtratın bozulması
· Biyolojik ritmi sekine halindedir.
Hızlanmak çocuğun yapılamasını zarara uğratır. . örneğin 1. Sınıf
öğretmeni zor yazıyor yavaş yazıyor diye 1 saat çocuğun başında bekleyip hızlı
ol diye herkes yazdı sen kaldın diyerek bağırıyor. 10 sayfa ödevde yanlış .
ödevin öğrenmeye katkısı binde bir düzeydedir. Çocuğun duygu dünyasının
desteklenmesine ihtiyacı var. Öğretmenin
ödev vermek yerine velilere ‘ biz okulda yeterince yaptık. Siz evde
duygu dünyasını geliştirin . at olun üstünüze binsin’ demesi lazım. İşi eve
taşıyan ailelerde sorun var. Okulda eve taşınıyorsa bağlanma- aidiyet problemi
yaşıyoruz. Anne baba çocuğu yarına hazırlamalı. 10 sayfa ödevde biraz yapar
sıkılır. Sonra hızlı hızlı tık tık tık bitti. Yaptığının farkına varamaz. 1.
Sınıf öğrencisine 1 , 2 en fazla 3 satır ödev verilmeli. Yaptığı çalışmadan
keyif almalı. Okumasını hızlandırmak da fıtratını bozar. Hızlı okuma değil
anlayarak okuma önemli. Yurt dışında anlayarak öğrenme dersleri var. Hızlı
okudukça yavaşlandırmalıyız. Çocuk kitabı anlayarak okuyabiliyorsa kitabın bir
sürekliliği varsa takip edebiliyorsa, heyacanlı bir kitapmış diyebiliyorsa
kitap okumak ister. Gençlerin elinde kalın kalın dan Brown yada Harry potter
kitapları var. Bizse 10 sayfa okumuyor diyoruz. Kitapta merak edecek bir
serüven varmı o önemli . bir sonraki cümleyi merak etmeli. Kitapların bir
çoğunda didakdik olacağım diye yani bir sürü değer vereceğim diye süreklilik kalmıyor. Anlayarak okuduktan
sonra hızlandırabilirsiniz.
Hızlandırılan çocukların;
-
Algısı zayıflar.—dikkat dağınıklığı
-
Eşyaya nüfus etmekde zorlanır.---güvensizlik
-
Dürtü ihtiyaca dönüşür.---hareketlilik
-
Duyular işlevselliğini kaybeder. ---duyarsızlık
Enson ne zaman vakit ayırıpda
çiçek kokladınız. Hızlandırılan kişiler koku alma duyusu gibi birçok duyusunu
kaybeder. Sanatsal özellikleri kaybolur. Ritmi bozulduysa müzikdede hızlı rıtm
arar. Bozulmamışsa melodiyi duyar.
Çocuğun bize uyum sağlamasını
istiyoruz. Halbuki erken çocukluk döneminde yetişkin çocuğa uyum sağlamalı.
*tik: savunma çabası sonunda oluşur. Çocuk gerilmeye başlayınca olur. Tik
vucudu gezer. İşle yolunda gitmiyor. Demektir. Örneğin bir öğretmen çocuğun
ödevini beğenmediği için yırtıyor. Suratına atıyor. Çocuk babasına öğretmene ve
kendisine kızmaması için söylemiyor. Ertesi gün çocukda tik oluşuyor. Kafada
başlayıp omuz a doğru bütün vucudu gezip gözlerde takılıyor.
Çocuk ile uyum
-çocuk ile bağlanma
-yetişkin sekineye ermeli(
yavaşlamalı)
1. göz ile temas: eksikliği
aşağılık,değersizlik duygusunu hissettirir
2. ses ile temas: kişinin fıtratı
bozulduğunda sesi bozulmaya başlar. Çocuk buyurucu sesten hoşlanmaz. Öğretmenin
buraya bak diye seslenmesi gibi. Sesin içselleşmesi lazım.
3. ten ile temas: çocuklar kafasının
üstüne ve yüzlerine dokunmaktan hoşlanmazlar. Yüze dokunmak aşağılamak
demektir. Kafa arkası, omuz, sırta dokunmaktan hoşlanırlar.
Çocuğun yaşamı öğrenmek için ihtiyaç duydukları
-mizacın ortaya çıkacağı özgür bir ortam:
bir tarafa doğru sevk etmek yanlış .örneğin sus demek.
-koşulsuzluk: yemeğini yersen seni seveceğim yanlış bir cümledir. Yada karnende hepsi
5 olursa sana bisiklet alacağım, demek. Çocuk zihninin savunması yok.
Gerizekalısın dediğinde sizi anlamıyor. Öyle olduğunu sanıyor. 5 alsanda
almasanda sana bisiklet alacağım demeli.keyif alır insan. Koşul
değersizleştirir. Koşul insana saygısızlıktır. Örneğin ödevi yapınca sticker
vermek, yıldız koymak. Kendi gibi olmak yerine beklendiği gibi olmaya başlar.
-duygusal yakınlık: kendini emniyette hissettiği bir yer varmı?
Gelen sorulara cevaplar
*odaları ayırmayın. Bağlanma süreci yeterli
olmalı. Bu sürecde odalar ayrıysa sorun
ilerki yaşlarda çıkar.
*bağlanamamaış çocuklar yemeği reddeder.
*maksimum 30 ay emzirilmeli
*annenin bir yerini tutarak uyuyorsa engellemeyin.
Eksik kalan yeri tamamlamaya çalışıyor. Güvensizlik sorunu var.
*çocuğa aşkım diye seslenmemeli
*kreşe değil bakıcıya verilmeli
*işe giderken ağlıyorsa 4 yaşına kadar yapacak bir
şey yok.
* okumaya eğilimi varsa okumayı öğretin
*2.5 yaşında vurma hissi iletişim kuramamaktan
kaynaklanır. Engellendikçe vurma davranışı sergiler.gruba dahil olamayıncada
arayı bozar vurur.
*kaygısı varsa korkuyorsa sarılmaya ihtiyaç duyar.
*2-3 yaşında kekemelik normaldir.
*alt ıslatma genetik olabilir. Aslında bu derin
uyku problemidir.
*babaanne yada anneanne baksada çocuk anneyi rol
alır. O doğru değil. Bizim ailemizde öyle değil demek lazım.
Cok güzel bir paylaşım olmuş. Teşekkürler
YanıtlaSilBu yazıyı tüm eğitimciler,ebeveynler görmeli,okumalı,uygulamalı.Ayrıca sayfanızı çok beğendim.
YanıtlaSil